29 Aralık 2010 Çarşamba

Yerli Dizi Yersiz Uzuunnnnnnn

Uzun zamandır 90 dakika dizi çekiminin getirdiği yoğunluktan ve stresden rahatsız olan dizilerin çalışanları bu rahatsızlığını dile getirmekteydi.
Şimdi bir adım daha gittiler ve eylem yaptılar.
Ne güzel! Ben severim hak için hukuk için mücadeleyi.
Dile getirdikleri sorunlar konusunda çok haklılar ama bu işin bir tarafı eksik.
90 dakika dizi seyretmekle cezalandırılan seyircinin hali daha fena:)
Biraz kafa dağıtmak, oyalanmak, vakit geçirmek hatta eğlenmek için televizyonun başına oturuyorsunuz, o da ne? Bitmek bilmeyen diziler, aralarda uzun reklam kuşakları ve hatta takip etmek isteseniz yıllarca ekran başında sürünmeler. 90 dakikayı dolduracağız diye lüzumsuzca uzatılan sahneler, hikayeler, saçma diyaloglar derken dizi seyretmek işkence halini alıyor. Bu uzatış sonucu hikaye gereksiz ayrıntılara boğulduğu gibi saçma sapan bir sürece de giriyor. Örneğin; bitmiş ve bitmemiş nice dizi.

Bu yüzden dizi izlemeyi bıraktım. O 90 dakika boyunca hayatımdan bir şeyleri kaçırıyormuşum, zamanımı boşa harcıyormuşum duygusundan nefret ettim. Onun yerine evimle, çocuklarımla ilgilenmeyi, okumayı ve elişi yapmayı tercih ediyorum. Ya da CNBC'nin ve TNT'nin dizileri ile haber kanallarının aktüel programlarını(gezi,belgesel vb) tercih ediyorum:))




Bu arada bu akşam Yaprak Dökümü bitti. 3 sene önce bir dönem takip etmiştim ama daha önce söylediklerim yüzünden bırakmıştım. Geçmişin hatırına tamamını olmasa da finali seyrettim, güzeldi. Ama yine de 90 dakika dayanamadım.

Yerli Dizi Yersiz UUzzzuuuuunnnnnnn..........

resim kaynak

25 Aralık 2010 Cumartesi

Bir Eski Koca Dehşeti Kurbanı Daha Ayşe Paşalı

Çok şey var,aklımı meşgul eden, düşünüp kendi kendime konuştuğum. Hepsini de yazmak istiyorum ama sıraya koymam lazım öncelikle. Kendimce önem sırasına göre ilki;





Eski kocası tarafından bıçaklanarak ve boğazı kesilerek öldürülen kadın Ayşe Paşalı için içim acıyor. Her gün gazte sayfalarını dolduran, televizyon haberlerinde sunulan koca dehşetinin son örneği. En azından benim bildiğim son olay yoksa belki bir yerlerde şu an bile bir kadın koca saldırısına uğruyor olabilir.

Erkeklere bir şeyler oldu. Ayrılmak isteyen, ayrılan kadınlar karşısında ne kadar çok şiddet üretiyorlar. Gerçi bu şiddet daha önce de bir şekilde var ki, kadınların artık canına tak ediyor ve çoluk çocuğa rağmen bitiriyorlar evliliklerini. Halbuki "evlilik", "yuva" denen olgu kadın üzerinden yürütülür, kültürümüzde ve nesilden nesile aktarılır her şeye rağmen yuvayı kuranın ve devam ettirenin kadın olduğu. Ve kadın devam ettirmek için uğraşır. Ama erkekler adam olmaktan çıktıkları için bitirmeyi bin bir zorlukla seçen kadını bekleyen bu sefer de, ayrılık sonrası şiddet. Kadın, maddi, manevi her türlü şiddeti yaşıyor. Boşanılmış olsa da hala mülkiyeti kendine ait bir mal görüşünden fazla bir şey kaybetmiyor erkekler. Okumuşu da, cahili de çoğunlukla bu noktada birleşiyor. En hafif hali ile kadının yeni bir evliliği bile mümkün olmuyor. Bu konuda sadece eski kocalar değil, çocuklar, anne-babalar, komşular bile dahil oluyor. En ağır halde ise işte okuyoruz, "evi basan koca eski karısını, annesini, kardeşini, çocuğunu...... öldürdü" diye.

Artık sıradanlaştı gibi bu haberler. Çünkü hemen her gün bu tip bir haber gazetelerde yer almakta ve gördüğüm kadarıyla devlette bunu önleyici bir şey yapmamakta.

Zaten bu olayda beni sinirlendiren ve çıldırtan şey de devlet adına hareket edenlerin göz göre göre kadını ölüme terk etmeleri. Deyim yerindeyse, su testisi kırılmadan önlem almamaları. Halbuki haberin ayrıntısında öğreniyoruz ki, bu sonun geleceği ayan beyan ortada.

Bu durumda önlem almayan polise, savcıya ve hakime kızgınım. Vatandaşını korumakta aciz kalan devlete kızgınım. Hukukun yetersiz kaldığı bahanesine sıgınan polis, savcı ve hakimlerin görevini yapmadığını düşünüyorum. Hani yorum yetkisi vardı, hakimlerin? Görevlerini yapmadıkları içinde suçlular benim gözümde.

Peki o görevini yapmayanlar nasıl uyuyorlar acaba? Çünkü uykuya dalarken aklımdan gözleri morarmış halde koca kıskacında kalmış Ayşe Paşalı'nın görüntüsü çıkmıyor. 


"Şu an en güvenli yerde olsanda seni koruyamayan bir toplumun parçası olmaktan dolayı utanıyorum sevgili Ayşe Paşalı."



resim  kaynak http://www.habervitrini.com/koca_dayagi__af_ve_cinayet-504106.html

24 Aralık 2010 Cuma

aklıma takılanlar- merhaba

Çok düşünürüm:) Yürürken, iş yaparken, uyumayı beklerken...
Bu arada da kendi kendime iç sesimle konuşurumda, düşündüklerim hakkında.
Bir nev'i monolog.

Eh, bunu neden satırlara dökmeyeyim dedim.
Hem kalıcı olur, hem de uzun zamandır yazmak
isteğimi biraz olsun gerçekleştiririm. Bir nev'i monolog...