11 Temmuz 2011 Pazartesi

İTAATKAR EŞ Mİ, ARKADAŞ EŞ Mİ?

Görüşlerini özellikle takip ettiğim ve beni etkileyen Hidayet Şefkatli Tuksal'la kadın-erkek ilişkisi üzerine yapılmış söyleyişinin bir kısmını burada paylaşıyorum. Linki de aşağıda. Okunulası ve düşünülesi... 

"Mutlu evlilik erkeğe itaatle değil iyi arkadaşlıkla olur

Evliliği erteleyenler... Evlenenler... Ama umduğunu bulamayıp boşananlar... Yaşadığımız çağın en önemli bu üç olgusunu masaya yatırdık. Boşanmalar neden artıyor? Gençler neden evlenemiyor? Mutlu bir evlilik için nasıl bir yol izlemeli, neleri yapıp neleri yapmamalı? ilahiyatçı yazar, Hidayet Şefkatli Tuksal ile toplumdaki kadın-erkek meseleleri ile günümüz evliliklerinin temel problemleri üzerine konuştuk.

KÜBRA&BÜŞRA İLE İKİDE BİR  Dindar kadın ve erkeğin toplumdaki yeri değişti. İlgi alanları oluştu. Bu evliliğe nasıl yansıdı?
 
Her aile özelinde farklı yansımaları olabilir ancak benim gözleyebildiğim kadarıyla, kadınlar meslekleri ve ilgi alanları olsa da, evlerine özel bir düşkünlük gösteriyorlar. Aile işlerinin organizasyonu onların sorumluluğunda. Erkekler bu yüzden rahatlar, spor ya da arkadaş çevresiyle dışarıda buluşma, gezme gibi aktiviteleri iş saatleri sonrasında, aileleriyle geçirmeleri beklenen zamanda gerçekleştiriyorlar. Hatta geçim sıkıntıları olsa bile bu zevklerden fedakarlık etmeyen erkekler var çünkü bu etkinlikler erkeğe sosyal bir çevre de sağlıyor. Elbette, bunun iş yaşamına geri dönüşü de oluyordur.
 
Mevkiler erkeklere nasıl bir misyon yükledi?
 
Başarılı olma mecburiyeti ile birlikte uzun çalışma saatleri ve aile dışında geçen uzun süreler... Böyle bir maliyet sonrasında ailenin ve çevrenin başarı beklentisi giderek yükseliyor. Ayrıca günümüzde dindar muhafazakar orta sınıfların yükselişine paralel olarak "makbul erkek" tanımı genişledi.
 
"Makbul erkek" olmak için ne gerekiyor?
 
Dindar olmanız yetmiyor artık, zengin, nitelikli, güçlü, yüksek yaşam kalitesine sahip bir erkek olmanız gerekiyor."

Devamı içinhttp://yenisafak.com.tr/Pazar/?&i=329057